Açık Süt mü Pastorize / Uht Süt mü ?
Çocukluğumuzda bir çoğumuzun ailesi mahalleden geçen sütçüden süt almışlığı vardır. Alınan sütlerin büyük tencerelerde süresi ve sıcaklığı göz kararı kaynatıldığını görmüşüzdür.. Elbette ki kaynatma sütteki mikropları arındırma açısından iyi bir yöntemdir. Fakat aynı zamanda proteinlerin denatüre olması ve besin değerinin düşmesine de sebep olan bir yöntemdir. Bu yöntem yerine süresi ve sıcaklığı belirli yöntem daha iyi olmaz mı? Sürekli olarak tartışılan bir konu olan sokak sütü mü market sütü mü insanların kafasını çokça karıştırmaktadır. Süt gibi besin değeri yüksek önemli bir gıdanın hangi işlemlerden geçmesi gerekir?
Market raflarında gördüğümüz UHT ve Günlük Süt(pastörize süt) ne kadar faydalı? Hangi ısıl işlemlere tabii tutuluyor ve bu ısıl işlemler sonucunda besin değeri nasıl etkileniyor?
SOKAK SÜTÜ NASIL SÜTTÜR VE MARKET SÜTLERDEN FARKLARI NELERDİR?
Pazarlarda halen görmekte olduğumuz pet şişeler içine konulup satılan sütler veya aynı şekilde güğümler içinde satılan sütler ne şartlarda ve nasıl geldiğini düşünmemiz gerekir. Ülkemizde hijyen ve sağlık kontrolleri yetersizliğinden kaynaklanan sağlık açısından özellikle mikrobiyolojik (brucella, listeria, staphylococcus ve diğerleri) ve kimyasal kirleticiler (antibiyotik kalıntıları, soda-kostik gibi asitlik düzenleyiciler) insan sağlığı konusunda önemli tehditler arz etmektedir. Süt, mikroorganizmaların gelişmeyi sevdiği bir kaynaktır.Hijyenik şartlarda sağılan çiğ sütte 1000–10,000/ml mikroorganizma bulunurken, bu sayı ülkemizde 40–50 milyon/ml’ ye kadar çıkmaktadır.
Market sütlerini sokak sütlerinden ayıran fark ise market sütlerinin belirli ısıl işlemlerden geçmesi durumudur. Bu ısıl işlemler PASTÖRİZASYON ve UHT yöntemleridir.
Patörizasyon işlemi günlük süt diye isimlendirilmekte kaynama derecesinin dolayısıyla kısa ömürlü sütler üretilmektedir.
– Düşük sıcaklıkta uzun süre pastörizasyon (63-65 derecede 30 dakika)
– Yüksek sıcaklıkta kısa süre pastörizasyon (71-74 derecede 40-45 saniye)
– Yüksek sıcaklıkta pastörizasyon (85 derecede 8-15 saniye)
UHT süt ise uzun ömürlü sütler olarak bilinmektedir. Tüketici tarafından da; sterilize, kutu ve UHT olarakta tanımlanır. Bu yöntem 135- 150○C 2-4 saniye tutulmakta ve arkasında hemen 20○C ye kadar soğutulmaktadır. Bu işlem sonrası süt, hastalık yapan etkenlerden arındırılmış olur.
Bu sütler aseptik şartlarda karton dolumu yapılıp piyasaya arz edilir. Teknolojisi gereği soğuk zincire gerek kalmadan dört aya kadar dayanır ve kesinlikle katkı maddesi içermez.
İşlenmiş içme sütlerini tüketirken şunlara dikkat edilmelidir:
PEKİ PASTÖRİZASYON VEYA UHT YÖNTEMİNDE DE VİTAMİN KAYBI OLMUYOR MU?,
Aslında kıyaslama yapacak olursak ; çiğ sütlerde kontrollü ısıtma yapılamadığı için ve hatta kaynatıldığı için sütte vit B1, B6, B12, folik asit, vit C kaybı, renk ve lezzet değişiklikleri olur. 15 dakikalık kaynatma B1 vitaminlerinde %88 kayıp oluşturur. Sokak sütlerinde durum bu iken ısıl işlem görmüş sütlerde ise sütün pastörize edilmesi ve UHT işlemi sırasında yüksek sıcaklığa maruz kaldığı için içindeki vitaminleri kaybeder inanışı yanlıştır. Süt pastörize işlemi sırasında sadece birkaç saniye yüksek ısıya maruz kalıyor ve bu sayede içindeki mikroplar ölür. Vitaminlerde çok az kayıp olur ancak süt pastörize veya sterilize edilmediği takdirde tehlike çok daha büyüktür. Çünkü ülkemizde hayvandan insana geçen brusella, tükerkiloz gibi hastalıkların geçme riski çok daha yüksektir.
KAYNAK:http://www.esk.gov.tr
Fazilet Hanım orada göz kararından kasıt sütün ”belli olmayan sürelerde” kaynatılmasını anlatmak için kullanılan bir ifadedir Uzmanlar çiğ alınan sütlerin 70 derece ısıyı geçmeyecek şekilde, süt kaynamaya başladıktan sonra 5 dakikayı geçmeyecek şekilde evde pastörizasyon yapılabileceğini söylüyor. Evde ısı termometresi ile kaynatma süresini geçmeyecek şekilde ısıl işlem yapılması uygun olur. Ancak yapılan araştırmalarda alınan çiğ sütün kaynatma yöntemi ile sütün fokurdamasının ardından 5 dakika daha bekletilmesi, termometre ile ölçüm yaparak 70 derece ısıyı geçmeme gibi ölçütleri her zaman aştıklarından kontrolsüz bir yöntem olarak bildirilmektedir. Yorumunuz için teşekkür ederim.
Merve hanım süt 70 derecede kaynamaz. kaynayınca zarar gören şey sütmü dür. et kaynıyor yumurta kaynıyor nohut baklagil kaynıyor ama süt kaynamaz. Buna siz inanmayın en temizi sütü kaynatıp hemen soğutun sonra da için.
Evet Himmet Bey, Devlet tarafından çiftçiliği arttırmak için hibe ve kredi destek programları uygulanıyor ,yem konusunda da bazı teşvikler var örneğin, silajlık mısıra (sulu) dekar başına 55 TL destek ödemesi yapılıyor.
En dogru cözüm kendin yetiştireceksin sağlıklı olduğundan kendin emin olacaksın bu düzene herkez dönmek zorunda kalacak çünkü süt üreticisi bugünlerde iflasa zorlanıyor 1lt sogutulmuş çıg sut 1-1,14tl iken 1 torba yem 51,5tl yani maliyet 1,2tl iken 1-1,140 ye satıyoruz BU DURUM SAĞLIKLIMI ARAŞTIRMAK LAZIM
göz kararı kaynatma diye bir şey ilk defa duyuyorum. Süt kaynar veya kaynamaz bunun ortası yoktur. Süt teknolojisi dersi almayanların bu konularda görüş beslemesi için sadece diyorumki ağzı olam konuşuyor.
o süt 135 dereceye 2-4 saniyede mi gelmektedir. ?
sütün 135 dereceye gelmesi için aynı normal evde “kaynatılan” sütle aynı süreçlerden geçmemekte midir ? önce 70 sonra 80 derken 90 sonra 100 ve 135…
135 dereceye normal atmosferik basınç altında çıkması mümkün değil. Bunun için bir basınç oluşturulması zorunlu değil midir ? basıncın süt üzerine etkisi araştırılmış mıdır? ya da evdeki kaynatılan süt ile UHT sütteki protein kalıntıları (Rezidü) incelenmiş midir ?
lavaboya UHT sütü dökün;bir de açık sütü dökün. üstüne tuz ruhu dökün,hangi süt kesilecektir ?
süt kesilmesinin nedeni aminoasit zincirinin kırılması ise neden UHT süt kesilmiyor da ev sütü kesiliyor ? UHT süt te zaten kırılacak aminoasit zinciri basınç etkisiyle önceden kırılmış olabilir mi acaba ?
Sütün kaynatılması esnasında basınçta bir değişiklik meydana gelmiyor. Vakum yapılarak süt tozu üretiminde kaynama noktası düşürülebilmektedir.UHT sütte vitamin kayıpları tabi ki meydana gelmektedir lavabo dökme meselesi bu sebepten dolayı meydana gelmiş olabilir.Protein olarak bir kayıp söz konusu değildir.
Makale içindeki imla hataları çok fazla. Emeğinize sağlık ama “işleme” yazmak isterken “işeme” yazılması kabul edilebilir bir hata değil.
Editör arkadaşların yazıyı yayınlamadan önce Office yazılımlarında “Türkçe Dilbilgisi ” kontrolü yaptırmalarını tavsiye ediyorum.
uyarınız için teşekkür yücel bey. Öncelikle onaydan geçmeden yazı yayımlanmıyor fakat o kelimeye hatalı olarak gösterilmemiş bu yüzden gözümüzden kaçmış özür dileriz