Antibiyotiklerin Kullanımının Yan Etkileri ve Zararları Nelerdir?

  • 27 Mart 2017
  • 182 kez görüntülendi.
Antibiyotiklerin Kullanımının Yan Etkileri ve Zararları Nelerdir?

Antibiyotiklerin kullanımı her geçen gün ülkemizde ve dünyada hızla artmaktadır.Antibiyotiklerin direnci ve sindirim sistemine etkileri endişelere yol açmaktadır.Bu endişelerle birlikte dişlerde renk bozukluğu,ağız yaraları,sindirim bozuklukları, deri döküntüleri gibi antibiyotik kullanımının yan etkileri arasında gözükmektedir.Sağlık açıdan hastalanma esnasında faydaları olmakla birlikte yan etkileri kaçınılmazdır.Özellikle antibiyotiklerin bilinçsiz kullanımı bu yan etkilerin gereksiz yere bizi etkilemesine sebep olmaktadır. Bu yüzden bu ciddi endişelerden dolayı bu yazıyı hazırlama gereği duyduk.Daha çok insanı bilinçlendirerek gereksiz antibiyotik kullanımını en aza indirmeyi düşünüyoruz.Şimdi antibiyotiklerin yan etkilerine kısaca göz atalım. Ciddi bir uyarıda bulunmakta fayda var. Bu maddeler bilinçsiz,doktor tavsiyesi olmadan aşırı antibiyotik kullanımı sonucu oluşabilecek riskler arasındadır. Bu yüzden doktor tavsiye ettiği sürece antibiyotik kullanmanız gerekmektedir.

Antibiyotiklerin Yan Etkiler ve Zararları Nelerdir?

1: Sindirim Sistemi Sorunları

İngiltere’de yapılan araştırmalarda antibiyotik kullanan her 10 kişiden 2 si bağışıklık sistemi sorunları yaşamaktadır.Bulantı,kusma,hazımsızlık ve şişkinlik en çok görülen sorunlar arasındadır.İştah kaybı da diğer bir yan etkisi olarak gözükebilir.Aynı zamanda karın ağrılarına da sebep olabilmektedir.

2: Bağışıklık Sistemi Üzerinde Olumsuz Etkileri

Antibiyotik kullanımın en büyük zararlarından biri bağışıklık sistemi üzerindeki etkileridir.Bağırsakta bulunan faydalı bakterileri tamamen yok etmektedir. Bu faydalı bakteriler K vitamini sentezi, besinlerin tam olarak sindirilmesi, patojen ( Zararlı ) bakterilerle savaşan en önemli savunma mekanizmalarından biridir.Antibiyotik kullanımı bu dengeyi bozmakta ve faydalı bakterileri yok etmektedir.Bu iyi bakterilerin ölmesi, vücut savunma mekanizmasını güçsüzleştirecek ve hastalıklara daha çok maruz kalmamıza ve gıdaların sindirilmesi, vitaminlerin emilmesinin azalmasına sebep olacaktır.

3: Metabolik Bozulmalarda Artan Riskler

Antibiyotikler bağırsak florasının mikrobiyolojisinin bozulmasına sebep olmaktadır.Bu dengenin bozulması metabolik sistemin dengesinin bozulmasına sebep olmaktadır.Bu sistemin bozulması zayıflamaya veya obeziteye sebep olabilmektedir.Bu bozukluk vücudun aşırı yağ biriktirmesi riskler arasındadır. Metabolik sistemin düzgün çalışmaması besinlerin sindirilmemesi ve depolanması demektir. Bu yüzden kilo alımına sebep olmaktadır.Bunlarla beraber metabolik sistem dengesizliği şeker hastalığı ve karaciğer yağlanmasına sebep olabilmektedir.

4:Tip 1 Diyabet Riski

Gelişmiş ülkelerde insüline bağlı tip 1 diyabet oranı antibiyotik kullanımı ile paralel bir şekilde artış göstermektedir.Antibiyotik aşırı kullanımı otoimmün hastalığına sebep olduğu düşünülmektedir.İnsülin dengesizliği tip 1 diyabet rahatsızlığına sebep olmaktadır.

5. Vajinal Bakteri Riskleri

Antibiyotik kullanımı bağırsaktaki faydalı bakterilerin ölmesine sebep olduğunu söylemiştik. Bu iyi bakteri popülasyonunun azalması zararlı bakteri ve mayaların çoğalmasına sebep olacaktır. Çünkü faydalı bakterilerin sayıca fazla olması diğer zararlıların ortamda çoğalmasını engellemektedir.Bu çoğalma vajinal sorunlara özellikle mayaların fazla üremesi ciddi vajinal rahatsızlıklara sebep olabilir. Bu yüzden doktor tavsiyesi sonrası antibiyotik kullandıktan sonra bu iyi bakterilerin tekrar oluşması için yoğurt,kefir gibi probiyotik gıdalar tüketmenizi tavsiye ederiz.

6: Ağız Yaraları, Ülser, Dudak Çatlakları

REKLAM
X

Yine bağırsak sistemindeki dengenin bozulması ağızda meydana gelecek pamukçuk,ağız yaraları,dudak çatlaklarına sebep olabilmektedir.Ağız ülseri ve kabarcıklara da sebep olabilmektedir.

7. Diş Renk Değiştirmesi

Tetrasiklin ve beta-laktam içerikli antibiyotiklerin kullanılması dişlerde renk değişikliklerine sebep olmaktadır.Özellikle çocukların küçük yaşlarda bu antibiyotiklerin kullanılması dişlerde kalıcı renk değişikliğine sebep olmaktadır.Hatta hamilelik esnasında antibiyotik kullanımı bebeğin dişlerinin oluşması esnasında dişlerin renk olarak olumsuz etkilere sebep olmaktadır.Kısaca zararları çocuk üzerinde de etkili olmaktadır.Doktor tavsiyesi üzerine antibiyotik kullanımı sonrası dişlerde oluşan renk değişikliği için doktor tavsiyesi alarak dişlerinizin beyazlaması tavsiyesi alabilirsiniz.

8: Alerji, Deri Döküntüleri,Öksürük, Nefes Alma Zorluğu

Antibiyotik alerjiler her 100 hastadan 15 inde gözükmektedir. Sefalosporinler ve penisilin gibi antibiyotikler daha çok alerjiye sebep olan antibiyotikler arasındadır.Kaşıntı ve deri dökülmeleri sorunlarına sebep olmaktadır.Bazıları boğazda nefes almakta zorlanma ve hışırtılara sebep olmaktadır.Bunun ciddi olarak gözükmesi tıbbi destek almaya gerek duyulabilir.Bu sorunların belirtileri arasında korku hissi,ani kan basıncı düşüşü,hızlı kalp atışı,bilinç bozukluğu antibiyotiklerin alerji belirtisi arasında yer almaktadır.

8: Antibiyotik Direnci

Yine antibiyotiklerin zararları arasında en ciddi sorunlardan biri antibiyotik direncidir.Uzun süreli ve sık antibiyotik kullanımı bakterilerin bu antibiyotiğe direncini artırmakta ve belli süre sonra bazı bakterilerin antibiyotikten etkilenmemesine neden olabilmektedir.İlerde ciddi rahatsızlık durumunda antibiyotikler bile işe yaramaz hale gelebilmektedir.Bu durumda bakterileri uzaklaştırmak daha zor ve pahalı olacaktır.

Biraz daha ayrıntıya girecek olursak, bakteriler mutasyon ve değişime açık bir sisteme sahiptir. Uzun süreli antibiyotik kullanımı antibiyotiğin etki ettiği sistemde değişikliğe sebep olmaktadır. Mutasyona uğrayan bakteri genlerini değiştirerek bu antibiyotikten etkilenmez hale gelmekte ve direnci artmaktadır.Ayrı bir konuya değinmeden geçmeyelim. Gdo lu ürünlerde aynı etkiye sebep olmaktadır. Bitkiye daha dayanıklı hale getirmek için değiştirilen DNA sistemi sindirim esnasında bu genlerin bakteriye geçmesine dolayısıyla bakterinin de bitkideki aynı etkiye sahip olacağı anlamına gelmektedir.

Değerli okurlarımız. Bu maddeler uzun sürede ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Bu yüzden antibiyotiği ne zaman kullanacağınıza siz değil doktorunuzun karar vermesi gerekir. Özellikle grip esnasında antibiyotiğin hiç bir etkisi bulunmamaktadır.Bilinçsiz ve doktora danışmadan antibiyotik kullanımı fayda değil tamamen zarar getirecektir.Ufak rahatsızlıklarda antibiyotikten uzak durmalı, mümkün olduğunca antibiyotik kullanımını azaltmalıyız.Ülkemizde ciddi sorun haline gelen bu sorunu çözmek için bu yazıyı paylaşmanızı ve daha çok kişinin okuması için yardımcı olmanızı rica ediyoruz.

Ek olarak antibiyotik etkileri gıdalar yazımıza göz atmanızı tavsiye ediyoruz. https://gidabilinci.com/dogal-olarak-ulasabilecegimiz-antibiyotik-etkili-gidalar-nelerdir

 

Mutlu ve sağlıklı günlere… Gıda Müh. Emir Kaboğlu

 

Refernaslar: 

1. Antibiyotikler – Yan etkiler . Ulusal Sağlık Servisi.
2, 3, 4. Francino, MP “Antibiyotikler ve insan bağırsak mikrobiyomu: disbiyozlar ve dirençlerin birikimi.” Mikrobiyolojinin sınırları 6 (2015).
5. Boursi, Ben, Ronac Mamtani, Kevin Haynes ve Yu-Xiao Yang. “Geçmişteki antibiyotiklerin diyabet riskine etkisi” Avrupa Endokrinoloji Dergisi 172, no. 6 (2015): 639-648.
6. Kennedy, Michael J. ve Paul A. Volz. “Candida albicans’ın çeşitli antibiyotiklerin gastrointestinal kolonizasyon ve yayılımı üzerindeki etkisi” Sabouraudia: Medical and Veterinary Mycology Dergisi 23, no. 4 (1985): 265-273.
7. Vajinal mantar enfeksiyonu . ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi.
8. Boğazım . Genel Diş Hekimliği Akademisi.
9. Jinbu, Yoshinori ve Toshio Demitsu. “İlaç ilacı nedeniyle oral ülserasyonlar” Japon Diş Bilimi Dergisi 50, no. 2 (2014): 40-46.
10. Antibiyotikler ve Diş Boyama . Yeni Zelanda İlaçları ve Tıbbi Cihazlar Güvenlik Kurumu.
11, 13. Antibiyotikler – Yan etkiler . NHS.
12. Antibiyotik Direniş Soruları ve Cevapları . Hastalık Kontrolü Merkezleri.
14. Kim, Grace K. ve James Q. Del Rosso. “Florokinolone bağlı tendinopati ve tendon kopması riski: klinisyen ne bilmek istiyor” J Clin Aesthet Dermatol 3, no. 4 (2010): 49-54.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ