Besinler ve Gıdaların Kanserle İlişkisi Etkisi Var Mıdır?

  • 03 Mayıs 2016
  • 115 kez görüntülendi.
Besinler ve Gıdaların Kanserle İlişkisi Etkisi Var Mıdır?

Besinlerin ve yediğimiz gıdaların kanserle ilişkisi var mıdır? Bu soruya cevaplamak için yazımızda bir çok kavramdan bahsedeceğiz.

Besin ve gıdalarımız hayatımızın olmazsa olmazlarımızdan ve bunlar sağlığımızı ve yaşantımızı bire bir etkilemektedir.Bu dengeyi iyi tutmak gerekir zira hastalıklar ve ileri derecede kanser gibi etmenler ortaya çıkabilmektedir.Bu yazımızda da bunlardan bahsedeceğiz.

DNA hasarı alan hücrelerin yıkımı sonucu kanser hücreleri oluşmaktadır.Belli bir süre gelişmeye başlayan kanser hücresi hızla tüm vücudu etkisi altına alabilmektedir. Kanser oluşum nedenlerine yapılan araştırmalara göre şu sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Kanser Oluşum Nedeni       Oran (%)
Beslenme Hataları 35
 Sigara 30
 Enfeksiyon Hastalıkları 10
Mesleki Hastalıklar 4
Alkol 3
 Çevre Kirliliği 2
Gıdalara Konan Katkı Maddeleri 1
Bilinmeyenler 15

Tablodan da görüldüğü üzere beslenme hatalarından dolayı kanser oranı oldukça artmaktadır ve biz de bu sorun için sizlere bilgi vereceğiz.

Protein ve Kanser İlişkisi

Özellikle ette bolca bulunan proteinin genel olarak işlenmesi sırasında kanser riski ortaya çıkmaktadır. Bu konuya ilerde değineceğiz. Ancak şunu da belirtmemiz gerekiyor domuz eti kanser riskini %50 oranında arttırdığı yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır.

Alkol ve Kanser İlişkisi

*žAlkol içenler,kalp krizi ve iskemik olarak beyin fonksiyonları açısından yüksek risk altındadır.

ž*Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından tehlikeli içme sınırı haftada 12-15 arası içecekle sınırlıdır.

REKLAM
X

*Alkol alındığı zaman ;çeşitli mekanizmalar yoluyla kansere neden olan birçok reaktif molekül metobolit asetaldehit‘e dönüşür.

Asetaldehit Nedir?

*žDNA’ya bağlı olarak ,mutasyona uğradığı için kanser gelişimini başlatabilir.Bu inflamasyon,tümör gelişimini teşvik ederek,reaktif oksijen türleri üretir.

*žKansere yol açan hücrelerin doğal antioksidan savunma sistemlerini bozar.

ž*Hücrelerin doğal DNA onarım mekanizmalarını engelleyerek daha fazla kanser büyümesine neden olur.

*Amerika’nın Mississippi eyaletinde çalışmalarda bulunan fizyoloji ve biyofizik profesörü Dr. Jian-Wei Gu, alkol tüketiminin kanserli hücrelerin büyümesini ve yayılmasını hızlandırdığını tespit etti.

*Araştırma sonuçları CBS News, USA Today, Science News ve New Scientist gibi pek çok televizyon, gazete ve dergide yayınlandı. Yakın tarihlerde yapılan pek çok araştırmayla alkolün gırtlak ve karaciğer kanserleri başta olmak üzere pek çok kanser türüyle yakın ilişkisi olduğu ispat edilmişti.

 

Aynı zamanda yapılan bir araştırmada kanser hücresi olan 2 fareye normal su ve alkollü su verildiğinde alkollü su verilen faredeki kanser hücresi daha hızlı geliştiği ispatlanmıştır.

*Yapılan bir araştırmayla az miktarda şarap içen kadınlarda meme kanserine yakalanma riskinin arttığının ortaya çıkarıldığı ifade edilirken

“Bira içenlerde kalın bağırsak kanserlerinin daha çok görüldüğü belirlendi.”

Şeker ( Karbonhidratın ) Kanserle İlişkisi

Kanser hücreleri şeker ile beslenir.

žAçlık kan şekeri 90mg/dl üzerine çıkması riski artırır. Risk artışından en fazla PANKREAS  etkilenir. Bunu;   Özefagus, Karaciger, Safra Yolları, Kolon, Rektum  kanserleri izler.

Mümkün olduğunca şeker kullanımını azaltmalıyız.Özellikle çayda kullandığımız şekeri bu yazımızdan sonra yarı yarıya indirmenizi rica ediyoruz.

Yağların Kanserle İlişkisi

*Kanserojen maddeler yağ içinde birikir ve fazla yağ  alımı bu maddelerin vücuda girişini artırır.

*Cinsiyet hormonları yapısal olarak yağa benzerler.Yağın fazla alımı bu hormonların çalışma düzenini bozar.

*Özellikle kalın bağırsak-rektum kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin yapımı yağ alımı arttıkça artar.

*Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin sıvı yağlar kolay okside olurlar. Oksidasyon sonucu oluşan öğeler bağışıklık hücrelerinin yıpranmasına neden olarak kanser riskini arttırırlar.

– Koruyucu Yağlar

w-3 Yağ asitleri (Omega-3)

ž   *Vücutta sentezlenmezler.

ž   *Kalp-damar hastalıkları risklerini azaltır.

ž   *Bağışıklık sistemini güçlendirirler.

ž   *Kemoterapi ve radyoterapi gibi kanser tedavi metodlarında tedaviye yanıtı artırırlar.

– Zeytinyağı

Kanserden koruyucu olmasında ;

*Tekli doymamış yağ asitleri

*Polifenoller adlı antioksidanlar

*Zeytinyağına özgü “SKUALEN “adlı madde önemli yer tutar.

SKUALEN NEDİR?

Zeytinyağında yüksek miktarlarda bulunan bir hidrokarbondur.

(0.8-12 g/kg)

*Antioksidan ve hücre yenileyici

*Kolesterol biyosentezinin ön maddesi

*Kolesterol metabolizmasının düzenlenmesine yardımcı

*Tümör gelişimini önleyici

*Cilt kanseri tehlikesini azaltarak, cilt üzerinde olumlu etkili

Besinlerin Hazırlanması Esnasında Yapılan Yanlış Uygulamalar

Mangal konusunu önceki yazımızda yazdık göz atmanızı tavsiye ederiz. https://gidabilinci.com/komurde-pisirme-mangal-kizartma-zararli-midir

ž*Bazı hatalı pişirme yöntemleri besinlerin bileşiminde bulunan, kanserden koruyucu vitamin ve minerallerin kayıplarına yol açabilmektedir.

Besini haşlayıp, suyunun dökülmesi gibi uygulamalar suda eriyen vitaminlerin büyük oranda kaybına yol açmaktadır.

ž*Doğru pişirme yöntemlerinin kullanılması bu öğelerin korunmasında çok büyük önem taşımaktadır.

Mangal

Besinlerin kızartılarak, tütsülenerek ve mangalda ateşe yakın tutularak yapılan pişirme yöntemleri besinlerde bazı kimyasal karsinojenlerin oluşumuna yol açmaktadır. Özellikle de etlerin mangalda pişirilmesi esnasında nitrozamin denilen kimyasal karsinojenler oluşmaktadır. Tütsülenme sırasında odun ve kömür dumanında bulunan kanserojen maddeler, besinler tarafından emilerek yağlı kısımlarda birikirler. Yapılan çalışmalarda bu şekilde pişirilmiş besinlerin sık tüketilmesinin mide, özefagus ve sindirim sistemi kanserlerine yol açabileceği gösterilmiştir.

Etin hafif-orta sıcaklıkta ve ızgara, fırında pişirme ve haşlama gibi pişirme yöntemleri kullanılarak uzunca süre pişirilmesi kimyasal kansinojenlerin oluşumunu en aza indirmektedir.

Eti Marine Edin

ABD Kansas Üniversitesi Gıda Teknolojileri Enstitüsü’nde yapılan bir çalışmada, etlerin pişirilmeden önce bazı baharat ve otlarla marine edilmesi sonucu pişirilme sırasında oluşan ve kanser riskini artıran maddelerin yüzde 70-80 oranında azaldığı bildirilmiştir.

Tuz Tüketimini Azaltın

Tuz konusuna değindiğimiz yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. https://gidabilinci.com/tuz-sodyum-kan-basinci-ve-yuksek-tansiyon-etkileri-zararlari

*Türk Böbrek vakfı tarafından, Mide kanseri ile beslenme ilişkisinin araştırıldığı çalışmada; yiyeceklere fazla tuz eklenmesinin mide kanseri riskini 4,2 kat arttırdığı ortaya çıkmıştır.

ž*Benzer şekilde gün aşırı tuzlu ayran tüketimi 1,8 kat, tuzlu tereyağı 1,5 kat, her gün ve her öğün turşu yenilmesi 7 kat risk taşıdığı ortaya çıktı.

Mide Kanseri Riskini Azaltmak İçin;

Çok hızlı yemek yemek, yaklaşık 5,4 kat

ž*Yemekleri çok sıcak yemek 3,3 kat

ž *Tuzlu çekirdek her gün tüketilen bir yiyecek olmamasına karşın, gün aşırı tüketilmesi halinde riski yaklaşık 1,3 kat

ž*İşlenmiş et ürünü olan sucuğun haftada 1-2 kez tüketilmesi, ortalama 3 kat

*žHaftada 1-2 kes hamur tatlısı yenilmesi de 7,5 kat artırıyor.

Kızartma Ve Kanser İlişkisi

Alman bilim adamları, pişirme veya kızartma esnasında gıdalarda kendiliğinden oluşan akrilamid adlı kimyasalın, kadınlarda yumurtalık ve rahim kanseri riskiyle doğrudan ilişkisi olduğunu açıkladı.

Araştırmalara göre, daha fazla akrilamid içeren gıdalar tüketen kadınlarda kanser riski iki kat artarken, akrilamidin anne karnındaki bebek ve yeni doğanlar açısından da zararlı olduğu ortaya koymuş, anne adaylarının günlük hazır gıda tüketimlerini düşürmeleri gerektiği ortaya çıkmıştır.

Plastik Kap Kullanımına Dikkat

Uzmanlara göre;

Özellikle sıcak yaz aylarında nakliye veya depolama sırasında güneş altında, yüksek sıcaklıklarda bekletilen plastik şişe ve kaplardaki asitli ve diğer içecekler 50–70 derecelere varan bir sıcaklıkta, plastikten ayrışan kimyasallarla karışmaktadırlar. İçecek veya yiyeceğin özüne geçen bu kanserojen maddeler ne yazık ki, soğutulsa bile zararlı etkilerini insan vücudunda göstermekteler.

*žBisfenol-A ve Dioksinler vücuda girer ve vücutta yağ dokusunda depolanır ve uzun süre atılamayarak birikir.

*žAyrıca bu maddeler anne sütü ile yeni doğana da geçebilmekte ,kanser riskinin yanı sıra sakatlıklara ve anormalliklere sebep olabilmektedir.

žAyrıca araştırmalara göre çayda bulunan ve yemek borusu ile mideye karsinojen etkisi olan bileşik bulunmaktadır. Bu bileşik tannik asittir.  Bu madde çaya eklenen süt veya limon ile etkisiz hale gelmektedir.

Ayrıca değinmeden geçemeyeceğiz tüm bunlara dikkat etmekle birlikte sigara kullanıyorsak mutlaka bırakmalıyız.Bu konuda ayrıntıya girmeyeceğiz zira sigaranın zararları artık kanıtlanmış bir gerçektir.

Sağlıklı ve mutlu bir yaşam dileriz 🙂

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ