GDO’ya Detaylı Giriş – GDO Nasıl Yapılır – Nedir ?

  • 10 Temmuz 2016
  • 177 kez görüntülendi.
GDO’ya Detaylı Giriş – GDO Nasıl Yapılır – Nedir ?

GDO’lar ( genetiği değiştirilmiş organizma ) genetik bilgileri bir labaratuvarda genetik mühendislerince manipüle edilmiş organizmalardır. Henüz yeni sayılabilecek bu bilim dalı doğada kendiliğinden bulunamayan veya geleneksel yöntemlerle elde edilemeyen bitki, hayvan, bakteri ve viral genlerin çeşitli kombinasyonlarını kullanarak stabil ürünler elde etmeye dayanır.

Tüketiciler için bu durumun bazı riskleri vardır. Genetiği değiştirilen tarım ürünlerini tanımak, üzerinde genetik çalışmalar yapılan yeni tohum ve bitkilerin neler olduğunu öğrenmek bizler için son derece zordur. Biz Gıda Bilinci olarak risk oluşturabilecek maddeleri size ulaştırmak için özenle araştırmalar yapıyoruz. Şuan için tarım ürünleri 2 ana gruba ayrılabilir:

1- Ticari amaçla kullanılan ve GDO riski çok yüksek olan tohumlar ve fideler
2- GDO’lu bitkilerle çapraz tozlaşmaya girmiş ve / veya yeni bir türü ortaya çıkmış tarımsal ürünler
Ülkemizde ticari üretimi yapılan ve yüksek risk gurubunda sayılan tarım ürünlerini şöyle sıralayabiliriz ( bir tarım ürününün tüketimi ne kadar fazlaysa GDO riski de o kadar fazladır ) :

  • Yonca
  • Mısır
  • Kanola
  • Pamuk
  • Şeker pancarı
  • Soya (ithal)

Yukarıda listelenen ürünlerin kendisi ve türevleri makina sanayi, hayvan yemleri, gübre ve gıda sanayiinde yoğun olarak kullanılmaktadır. Hem kendi tükettiğimiz gıdalarda hem de hayvanlarımıza verdiğimiz yemlerde GDO olma riski oldukça yüksektir ki kullanım alanı çok çeşitli olan bu ürünler hayatımızın her alanını kuşatmış vaziyettedir. Sadece pazardan aldığımız domatesde değil yemeklerimizde kullandığımız yağda, ekmeğimizi mayaladığımız mayada ve dolaylı olarak tükettiğimiz ilaçlarda da GDO riski bu sebepten oldukça fazladır.

Bitkilerden türetilmiş, GDO riski bulunan maddeler :

Amino sitler, aspartam, askorbik asit, sodyum askorbat, C vitamini, sitrik asit, sodyum sitrat, etanol, doğala özdeş ve yapay tatlandırıcılar, yüksek fruktoz ve mısır şurubu, hidrolize bitkisel protein, laktik asit, maltodekstrin, pekmez, monosodyum glutamat, sukroz, tekstüre bitkisel protein, xanthan, vitaminler ve maya ürünleri.

Bu katkı maddelerinin kendi bilindik zararlarının yanında GDO’lu malzemelerden elde edilmelerinin getirdiği de bazı riskler vardır ( aşağıda bahsedilecektir ) . Bizi takip eden okuyucularımız da bu konulara sık sık değindiğimizi bilirler.

Gıda katkı maddeleri için daha fazla bilgiye ulaşmak için tıklayın.

Bitkinin genetiği nasıl değiştirilir ?

REKLAM
X

GDO’lu bitkiler tamamen ticari amaçlar ve toplumun tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilmek için üretilmeye başlanmıştır. Şimdi ise daha az masrafla daha çok ürün almak için kullanılan standart bir yöntem haline gelmiştir.

Bitkilerde yapılan genetik değişiklikler genetik mühendisleri, biyologlar ve kimya mühendisleri tarafından labaratuvar ortamında yapılmaktadır. GDO deyince aklımıza kocaman domatesler ve günde 40 litre süt veren devasa inekler gelebilir. Ama asıl amaç söz konusu bitkinin büyüme ve gelişim sürecinde olumsuz etki eden genleri ortadan kaldırıp ürün kalitesini ve verimini arttırmaktır.

Mühendislerin uyguladığı genetik işlemleri şöyle sıralayabiliriz :

1- Bitkide istenilen olumlu özelliği tanımlamak

Bir ürünün genetiğini değiştirmek için bilim adamları genellikle doğaya bakarlar. Örneğin uzak ülkelere ihracatı yapılacak bir kabak için aranılan en büyük özellik uzun yol koşullarına, aşırı nem ve sıcağa dayanabilmesidir. 2 ay süren bir gemi yolculuğu sonunda ihracatını yaptıkları kabağın ilk günkü gibi taze ve bozulmamış olmasını isterler. Bunun için kabağın fiziksel yapısını bozan mikroorganizları, kabuğunu, içindeki sıvı miktarını incelerler ve buna göre ıslah edilmek istenilen özelliğin yapısı şekillendirilir. Kabağın kabuğu kalın olmalı, içindeki sıvı miktarı istenilen miktarda kalmalı ve dış ortamın zararları içine nüfuz etmemeli.

2- İlgili genetik özelliği yalıtmak

Karşılaştırmalı analizler ve gen haritasının çıkarılmasıyla istenilen özellik için hangi genlerle oynanması gerektiği belirlenir. Bunun için aynı türün genomları incelenir ve bir geni tespit etmek için karşılaştırılır. Genomlar kasıtlı olarak silinir veya etkisi kısıtlanır ve hangi gene etki ettikleri incelenir.

Bu işlemi hızlandırmak için Monsanto adlı firma Amerika’da yeni bir yöntem geliştirmiş ve patentini almıştır. Genetiği değiştirilen bitkilerin canlı tohumları yeniden toprağa ekilir ve ürün istenilen gen değişikliklerine karşı test edilir. Bu şekilde bir bitkiye ait yüzlerce çeşit gen varyasyonu tespit edilir ve bir veritabanına kaydedilir. İleride ihtiyaç olduğunda uygulanan yöntemlere geri dönüş yapılır ve arzu edilen ürün alınır.

3- Yeni bir genoma istenilen özellikleri eklemek

Bitki tohumlarında genom değişiklikleri sert yapısı nedeniyle oldukça zordur. Birçok biyoteknoloji firması bitki dokusuna .22 kalibrelik ateşleyiciler vasıtasıyla metalle kaplanmış DNA partikülleri pompa ederler. Buna gen tabancası denilir. Pompa edilen daire şeklindeki bu ufak DNA parçalarını (plazmid) DNA ipliğine yapıştırmak için çeşitli enzimler kullanılır. Daha sonra bitkide oluşabilecek bakteri kültürlerini yoketmek için ısı ve elektrik şoku verilir ve kendi deyimlerince mükemmel tohum elde edilir.

BİR ÖRNEKLE GDO GERÇEĞİ

Şuan ülkemizde seralarda yetiştirilen 65 çeşit domates bulunmaktadır. Bu domatesler kullanım alanlarına, üretim koşullarına ve depolama şartlarına göre genetik olarak çeşitlendirilmiş GDO’lu bitkilerdir.

Örneğin Antalya’da bir sera işletiyorsunuz. Bu serada Afrika’ya ihraç edilecek bir çeşit domates üretiyorsunuz. Bu domateste zaruri olarak bazı özelliklerin bulunması gerekmektedir. Örneğin uzun gemi yolculuğuna dayanabilecek, Afrika sıcağında buruşup solmayacak, gemideki böcek ve zararlı organizmalar bu domatese zarar veremeyecek, Afrika’nın sıcak ve kuru ortamında uzun süre bozulmadan dayanabilecek vs vs…

Bunun için genetik mühendisleri özel bir domates geliştirmişler. Bu domatesin şekli hafif yassı ve kabuğu çok kalın. Ayrıca içindeki sıvı miktarı da olması gerekenden az. Üreticiler için bunun avantajları şu şekilde sıralanabilir:

  • Kabuğu kalın domates dış ortamın sıcaklığından ve soğukluğundan kolayca etkilenmez
  • Kabuğu kalın olduğu için zararlı organizmaların etkilerinden korunur
  • İçindeki sıvı miktarının az olması bozulmasını uzun süre engeller ayrıca kabuk kalınlığından dolayı kolayca zedelenmez
  • Şeklinin yassı olması depolama alanı bakımından yer tasarrufu sağlar. Bir kasaya yuvarlak domatese göre daha fazla domates istifleyebilirsiniz

GDO’nun bu kadar tutulmasının sebebi tamamen bu gibi ticari kaygılardan dolayıdır. Daha ucuz, daha verimli, daha sağlam.

Diyeceksiniz ki GDO süper birşey. HAYIR !!! GDO’nun zararlarına daha sonra uzun uzun değineceğiz.

Umarız aklınızdaki bazı soru işaretleri gitmiştir.

Kaynaklar:

http://www.accessdata.fda.gov/scripts/fdcc/index.cfm?set=Biocon

http://www.fda.gov/Food/FoodScienceResearch/GEPlants/default.htm

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. T.Levent Kişi dedi ki:

    GDO analiz yöntemlerine dair mail adresime detaylı bilgi gönderebilirseniz sevinirim…Teşekkürler,Saygılar…

BİR YORUM YAZ