Yaşamın Olmazsa Olmazı : Su

  • 24 Ekim 2016
  • 122 kez görüntülendi.
Yaşamın Olmazsa Olmazı : Su

Merhaba sevgili okurlarımız bu yazımızda hayatımızın olmazsa olmazı suyun öneminden bahsedeceğim. Aslında bir nevi yaşamın kendisidir su. Kişi 60 gün yiyeceksiz hayatını sürdürebilirken 4 gün su alınmazsa ölüm meydana gelir. Her zaman suyun tüketilmesi ile ilgili uyarılar yapılsa da toplumlara baktığımızda genellikle düzenli bir su içme alışkanlığı maalesef ki yok. Su vücudumuz için mükemmel bir maddedir, gıdalardan faydalanabilmemizden vücut ısımıza kadar her aşamada önemi tartışılamaz. Su vücudumuzdaki metabolizma faaliyetleri için hayati öneme sahiptir.

Günde en az 1.5 litre

Sağlıklı yaşamak aslında zannedildiği gibi pahalı değildir. En basiti, belki sofraları tabiri yerindeyse bir kuş sütü eksik şeklinde donatabilirsiniz  ancak su içme alışkanlığınız yoksa, sadece gıdalardan aldığınız su ile yetiniyorsanız  ya da aklınıza geldikçe bir bardak içerim tarzında alışkanlığınız varsa  ne kadar kaliteli bir yaşantı içerisinde olduğunuz tartışılır. Dediğim gibi küçük ayrıntılar gibi görünen şeylerle yaşamımızı daha sağlıklı ve kaliteli hale getirmek bizim elimizde.

Suyun detaylı önemini yazmadan önce şunu özellikle belirtmek istiyorum ki yaşamınızı sağlıklı ve kaliteli olmasını istiyorsanız her zaman dengeli beslenin ve su tüketme alışkanlığı edinin. Örneğin sürekli et tüketmek demek kaliteli beslendiğiniz anlamına gelmez dengeden kastım iş burada ortaya çıkıyor tüm gıda bileşenlerinin (sebze, meyve, hayvansal ürünler, tahıl grubu , baklagiller) doğru miktar ve bileşimlerde tüketilmesi gerekir. Ve esas kahramanımız olan suya dönebiliriz.

Vücudumuzun %65’inin değerini bilelim

Vücüdumuzu oluşturan milyarlarca hücrenin çoğalmasına yardımcı olur. Biyokimyasal tepkimelere katılır, metabolizma için gerekli sıvı ortamı sağlar. Sindirim, emilim ve atılım gibi fizyolojik işlevler içinde su gereklidir.

Su ihtiyacımızı içme suyu, içecekler ve gıdaların yapısında bulunan suyla karşılamaktayız.  Tükettiğimiz gıdaların büyük bir bölümü sudan oluşmaktadır ve gıdaların özelliklerini önemli düzeyde etkiler.

 

İçme suyu nasıl olmalı ?

  • Kontaminasyona uğramamış olmalı. Patojen mikroorganizma içermemelidir.
  • İçinde zehirli maddeler bulunmamalı (pestisid, ağır metal… ).Toksik maddelerden arındırılmış olmalıdır.
  • Renksiz ve kokusuz olmalı
  • İçinde fazla miktarda mineral ve organik madde olmamalı.
  • Berrak ve serin olmalı ve hoş bir tat göstermelidir.
  • Gıda üretiminde kullanım amacına uygun olarak belirli bir sertlik derecesine sahip olmalıdır.

Yüzey suları ve kaynak suları toprak tabakalarından çözünmüş olan değişik miktarlarda mineral madde içerirler. Özellikle kalsiyum ve magnezyum tuzları önemlidir. Aslında suyun sertliği dediğimiz şeyde buradan geliyor. Sert bir su çok fazla kalsiyum ve magnezyum tuzlarını içerirken, yumuşak su bu tuzlardan çok az içerir. Suyun sertliği sertlik derecesi ile ifade edilir ve içilecek iyi suların sertlik derecesi 5’den yukarı olmamalıdır. Sertlik derecesi 30 a kadar olan sular içilebilir, 60 dan fazla olanlar ise olağanüstü sert sular olup hiçbir yerde kullanılamazlar.

Sert sular zararlı mı ?

  • Et ve baklagiller sert suda çok zor pişer. Sebebi ise suyun sertliğini meydana getiren maddeler gıdanın protein maddeleri ile çok düşük ısı iletkenlik kabiliyetinde bileşikler oluştururlar. Böylece pişme süresinin uzamasına yol açarlar.
  • Sert sular ile yapılan kahve ve çayın tadı olumsuz yöndedir.
  • Sert suyla sabun kullanarak yıkanan ellerin yıkanmasında eller üzerinde sert, kaba bir his uyandırır.
  • Çok sert sular mideye ağır gelir.
  • Suyun ısıtıldığı yüzeylerde kireçlenme artar.
REKLAM
X

Suyun pH sı nötr veya hafif alkali olmalıdır. Kaynak sularında pH 7.0-8.5, içme ve kullanma sularında pH 6.5-9.2 sınırları içinde olmalıdır.

Ağır işte çalışanlar, yaşlı insanlar, gebe ve emziren kadınlar, çeşitli böbrek hastaları, ishal ve kusma yaşayan kişiler, yüksek ateşli insanlar, atletler, hava yoluyla seyahat eden kişiler, yüksek protein diyetinde olanlar özellikle sıvı alımına dikkat etmesi gereken gruplardır. Bol sıvı tüketmelidirler.

Su içmek için susamayı beklememek gerekir. Susuzluk hissetmeyi beklemeden düzenli sıvı alımını alışkanlık haline getirmek en doğru yoldur. Çünkü suzuzluk mekanizması sıvı alımını sağlayacak çok duyarlı bir tetikleyici değildir. Susuzluk hissedilene kadar vücutta dehidrasyon olacağı için susuzluk mekanizması sıvı kaybını engelleyemez.

Suyun genel faydaları

  • Vücutta biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesi için suya ihtiyaç vardır. Su o kadar mucizevi bir madde ki vücudumuzdaki meydana gelen her reaksiyonda ondan yararlanıyoruz dersek abartmış olmayız. Enzimlere yardımcı olur. Büyük moleküllerin parçalanmasında gereklidir. Aynı zamanda protein, lipit karbonhidrat moleküllerinin vücuttaki sentezinde görev alır.
  • Su vitaminlerin ve minerallerin hem vücutta taşınmasını, hem de çözülmesini sağlar.
  • Gıdaların emilimi için sindirim sıvılarındaki suya ihtiyaç vardır. Besinlerin emilimine yardımcı olur.
  • Vücutta meydana gelen ısı kaybı büyük önem taşır. Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde rol oynar.
  • Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir.
  • Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır.
  • Su, emziren kadınlarda süt üretimini artırır.
  • Beynin % 75’i sudur. Orta derecede susuz kalmak baş ağrısı ve baş dönmesine yol açabilir.
  • Su nefes almak için gereklidir.
  • Kanın bileşiminin %85 i sudur. Kan, gıda bileşenlerinin vücudun gerekli yerlere taşınmasını ve atıkların uzaklaştırılmasını sağlar.

Vücutta su kaybı idrar, deri, akciğerler ve dışkı ile olmak üzere 4 yolla atılır. Özellikle alınan suyun %60 ı idrar ile atılır. Çok fazla sıvı alan bireyin idrarı seyreltik ve açık renkli olur buna karşın sıvı alımı azalır ya da çeşitli nedenlerle sıvı kaybı çoğalmış ise idrar rengi koyulaşır. Koyu sarı ya da kahverengimsi idrar ciddi sıvı kaybının işaretidir.

Küçük bir uyarıda bulunarak yazımıza noktayı koymak istiyorum. Herhangi bir sağlık problemi olanların doktor tarafından içmesi gereken su miktarı belirlenmelidir. Çünkü kimi hastalıklarda vücuda alınması gereken sıvı miktarı kısıtlanmalıdır.

Umarım yazımızdan sonra su içme isteği gelmiştir hepinize, su içmeyi seven biri olarak  yazımı yazarken bir şişe bitirdim bile. Sağlıklı günler..

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ